Romanın, “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum” diye başladığını bilmeyen var mı?
“Kemal Basmacı”nın ağzından:
*
27 Nisan 1975’te,yakında nişanlanacağı Sibel’le birlikte Vali Konağı Caddesi’nde yürürken,Şanzelize Butik’in vitrininde ünlü Jenny Colon marka bir çanta görürler…
“A,o ne güzel çanta öyle!” der Sibel…
Vitrindeki çantayı ve dükkanı hemen mimleyen Kemal,ertesi gün saat yarıma doğru soluğu doğruca Şanzelize Butik’te alır…
Füsün’u orada görür…
“…Ne kadar büyümüşsün…” der. “Beni tanımadın galiba.”
“Yok,Kemal Ağabey”, der Füsun, “…hemen tanıdım ama siz tanımayınca ben de rahatsız etmeyeyim dedim.”
Sibel’in beğendiği çantayı,o zamanlar bir memurun altı aylık kazancına denk gelen bir ücret karşılığında alır ve ayrılır oradan…
Füsun;Kemal’in fakir,uzak akrabalarından birinin kızıdır…
*
Çantayı aldığı günün akşamı,Fuaye Lokantası’nda yemek yerken,plastik torba içinde sakladığı çantayı çıkartır , “Sürpriz!Aç,bak.” Der.
Çantaya alan Sibel,
“Gerçek Jenny Colon çanta değil bu Kemalciğim…Bu taklit” der.
*
Kemal’in keyfi kaçar,Sibel onu teselli eder…Kemal çantayı geri verecektir…
Ertesi gün öğlende çantayı satın aldığı Şanzelize Butik’e gider…Füsun dükkandadır…
Çantanın gerçek bir Jenny Colon olmadığını,sahte olduğunu söyler ve parasını geri ister…
Füsun’un yüzü kıpkırmızı olur,gözleri yaşarır…Kemal Füsün’u teselli etmek için sarılır,önemli olmadığını söyler…
Füsun’un patronu Şenay hanım dükkanda olmadığı için Kemal’e parasını iade edemez,
Füsun’un parayı “Teşvikiye Caddesi 131 numarada Merhamet Apartmanı”nda annesinin dairesine getirmesine karar verirler…
*
Füsun Kemal’i birkaç gün beklettikten sonra,nihayet Merhamet Apartmanı’na gider,Kemal heyecanla beklemektedir…
Gelirken getirdiği şemsiyeyi giderken bulamaz…
Sonraki günlerde aynı dairede tekrar buluşup sevişirler…
*
Kemal, Füsun’a aşık olmuştur artık…Füsun’u kaybetmekten korkmaya başlar…Sibel’le ayrılırlar…
Ancak,Füsun’da ortadan kaybolmuştur,çalıştığı dükkandan ayrılmıştır…
Füsunların taşındıkları yeni mahalleyi ve evi bulur;evlenmiştir…Kocası film çekmeye çalışan bir züğürt bir yönetmendir…
*
Kemal için artık yeni bir dönem başlar…Her gün Füsun’un evindedir…Anne,baba,koca herkes duruma alışmıştır…
Aşk acısı çeken Kemal,sevgilisinin yokluğunda avunacağı,ona ait eşyaları toplamaya başlar…
Ama ne toplamak…
Pastel kalem…kibrit kutusu…
Tuzluk…köpek biblosu…kolonya şişesi…
Rakı bardakları…şekerlik…
Sigara…4213 adet sigara izmariti…
Deniz kabuğu…iğnedan…dikiş mezurası…
Rende…küllük…konserve açacağı…ayçiçeği yağı şişesi…
Düğme…tarak…eski fotoğraflar…
Ne diyordu Kemal?
“Takıntıyla sevdiğim,ama ‘elde edemediğim’ birisinden,küçük de olsa bir parça koparmanın mutluluğuydu bu.”
*
Füsun’un kullandığı 56 Chevrolet ile gezerken,otomobil’i çok hızlı kullanmaya başlar Füsun…Kaza yaparlar,füsun ölür,Kemal yaralı kurtulur…
*
Kazadan 20 yıl sonra Füsun’un hatırasını yaşatacağı bir müze oluşturma fikrine kapılır…Masumiyet Müzesi…
“Aristo’ya göre anları birleştiren çizginin Zaman olması gibi,eşyaları birleştiren çizginin de bir hikaye olacağını anlıyordum.Demek ki bir yazar,müzemin katalogunu tıpkı bir roman gibi kaleme alabilirdi…Bu kitabı benim onayımla anlatan Orhan Pamuk beyefendiyi böyle aradım…”
*
“ Kitaptaki son sözüm şudur Orhan Bey,lütfen unutmayın…”
…
“Herkes bilsin,çok mutlu bir hayat yaşadım.”
“Hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum.”
Nobel
1975′te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun’un hikâyesi; hızı hareketi olaylarının ve kahramanlarının zenginliği mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak. Ülkemizde ve dünyada milyonlarca okurun sevgi ve hayranlığını
0 yorum:
Yorum Gönder
Ad/URL seçip, adınızı ve facebook, twitter, blog ya da site adresini url kısmına yazıp, yorumunuzu gönderebilirsiniz. Ya da anonimi seçip,isim belirtmeden de düşüncenizi belirtebilirsiniz.