Pages

28 Mart 2011 Pazartesi

Koyalım işte gel her bişeyi yoluna...

Senin dışında hiç bişeye aklım ermiyor
Farkım yok inan bi seni duyabilen sağırdan
Sen yokken bahar bile buralara gelmiyor
O da alıyor zaten olabileceği en ağırdan
Dün de razıydım ve bugün yine razıyım
Seni kaybedip unutturan bi ruhun itirazıyım
Koyalım işte gel herbişeyi yoluna
Uyumayalım kimselere sarıla sarıla
Sen hepsini gel demedin ki bi yolu yarıla
Seni affedebilirim darıla darıla
Sen hepsini gel demedin ki bi yolu yarıla
Seni affedebilirim darıla darıla

20 Mart 2011 Pazar

İçi boş olandan çok ses çıkar...



sessiz sular derinden akar
beni nasıl da aldattın
içi boş olandan çok ses çıkar
beni çok hafife aldın
güzel olan ne varsa
yalanlarınla mahvettin
sen nasıl bir sihirbazmışsın
beni bile kaybettin
aşkları acıları dertleri tasaları
boşverdim önüme bakıyorum
çıkarıp üzerimdeki sıkıntıları
bir bir kirliye atıyorum
dünya varmış şimdi hayatın tadını
yeni yeni anlıyorum
kalp hem temiz hem boş dört mevsim
her gece her gece dağıtıyorum
aşkları acıları dertleri tasaları
boşverdim önüme bakıyorum
çıkarıp üzerimdeki sıkıntıları
bir bir kirliye atıyorum
dünya varmış şimdi hayatın tadını
yeni yeni anlıyorum
kalp hem temiz hem boş dört mevsim
her gece her gece dağıtıyorum

13 Mart 2011 Pazar

Böyle bitmeyi hak etmedi...



Geldiği gibi gidiyor,
Bir gaflete düşüyor
Yine kapımda hasreti, bu mu adaleti
Bu beni kahrediyor
Böyle bitmeyi hak etmedi,
Sorun neydi ki çözemedim
Yine çoğaldı sancılar, silinir yancılar
Bu beni kahrediyor.
Off, çok mu zor iki kelime
Sen mi yaralısın, ben mi karalıyım
Derdin ne söyle.
Aşk mı bu adı yok
Suyun bile tadı yok
Kalmasın böyle …
Geceyi görüp, şerrine kanan varmıdır böyle?
Var mıdır söyle?
Biri dengini arıyor,
Kendini rezil ediyor
Aradığı ne bilmeden, içsevilmeden
O bunu hep yapıyor.
Böyle bitmeyi hak etmedi,
Sorun neydi ki çözemedim
Yine çoğaldı sancılar, silinir yancılar
Bu beni kahrediyor




12 Mart 2011 Cumartesi

Maalesef.. Aşkına ihtiyacım var..

Maalesef.. Aşkına ihtiyacım var..
Kaderimi yeniden yazamam ki
Ne olur sevgilim dinle beni
Dur gitme, mutsuzum
Aşk içinde yorgunum
unutmam ne olur hadi tenden
Gözlerin aşkıma neden engel
İşte yanan sevgimiz
Ne suç işledik ki biz ikimiz..

maalesef..

Teselli arama başkasında
kaybolursun gecenin karanlığında
Anlamaz kimse Seni benim gibi
Anlamaz kimse beni senin gibi
Unut şimdi yaşanan herşeyi..



9 Mart 2011 Çarşamba

Uçurun Beni Göklerde, Elimle Açtım Kalbi....

Elimle Açtım Kalbi
Elime Çizdim Aşk
Bu Yaz Bütün Aşklar Erdi
Senin Yine Gönlün Taş
Aşkım Neden Kıskandın
Hayat Acımı Bölüşmekten
Denemekten Suçlandın
Bebeğim Niye Kızdın Çok
Senin o Çile Yanaklarına
Yakışan Yok Tarif Çok
Yaradan Seni Benim Elime
Günah işleme Diye Verdi
İçi Dışı Gibi Açık Olana
Hak Edenlere Söz Verdi
Uçurun Beni Göklerde
Elimle Açtım Kalbi
Elimle Çizdim Aşk
Bu Yaz Bütün Aşklar Erdi
Senin Gene Kalbin Taş

Vefasızsın ne yapayım...

Hangi dudak seni böyle anacak Hangi kollar seni böyle saracak Hangi aşık sana böyle yanacak 

Ben, ben sana yandım ya ona yanarım ona yanarım 
Kalbimden vursaydın yanmazdım öyle 
Sırtımdan vurdun ya ona yanarım 
Sakınırken seni gözümden bile 
Ellere gittin ya ona yanarım 
Sen oldun akıtan hep gözyaşımı 
Sen oldun eğdiren bu dik başımı 
Aşkınla can bulan sabır taşımı 
Yerlere çaldın ya ona yanarım 


Kalbimden vursaydın yanmazdım böyle
Sırtımdan vurdun ya ona yanarım
Sakınırken seni kendi gözümden
Ellere gittin ya ona yanarım
Kalbimden vursaydın yanmazdım böyle
Sırtımdan vurdun ya ona yanarım
Sakınırken seni kendi gözümden
Ellere gittin ya ona yanarım
Vefasızsın ne yapayım
İhanetmiş senden payım
Tanrı mısın ki tapayım
Sevdim seni… Ona yanarım 


Hiçe saydın onurumu
Yere serdin gururumu
Düşünmeden hiç sonumu
Yandım sana… Ona yanarım
Hiçe saydın onurumu
Yere serdin gururumu
Düşünmeden hiç sonumu
Yandım sana… Ona yanarım

Ahmet Selçuk İlkan:
Bir sevda yaşattın bıçak sırtında
Senin olsun artık tacın tahtın da
Bir ömür harcadım senin uğrunda
Sen bana ne verdin ona yanarım
Resmine baktım da düşündüm demin
Hani sözün sözdü yeminin yemin
Peki bu yalanlar bu gözler kimin
Ben sana kandım ya ona yanarım 
Bir sevda yaşattın bıçak sırtında
Senin olsun artık tacın tahtın da
Bir ömür harcadım senin uğrunda
Sen bana ne verdin ona yanarım
Bir sevda yaşattın bıçak sırtında
Senin olsun artık tacın tahtın da
Bir ömür harcadım senin uğrunda
Sen bana ne verdin ona yanarım
Vefasızsın ne yapayım
İhanetmiş senden payım
Tanrı mısın ki tapayım
Sevdim seni… Ona yanarım
Hiçe saydın onurumu
Yere serdin gururumu
Düşünmeden hiç sonumu
Yandım sana… Ona yanarım
Hiçe saydın onurumu
Yere serdin gururumu
Düşünmeden hiç sonumu
Yandım sana… Ona yanarım
Şimdi radyolarda çalan bu şarkı
Benim için artık bir veda marşı
Senden, senden son dileğim bir mezar taşı
Uğrunda öldüm ya ona yanarım
Ona yanarım… Ona yanarım 

1 Mart 2011 Salı

“Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum”... Mazumiyet Müzesi...

Romanın, “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum” diye başladığını bilmeyen var mı?


“Kemal Basmacı”nın ağzından:
*
27 Nisan 1975’te,yakında nişanlanacağı Sibel’le birlikte Vali Konağı Caddesi’nde yürürken,Şanzelize Butik’in  vitrininde ünlü Jenny Colon marka bir çanta görürler…
“A,o ne güzel çanta öyle!” der Sibel…
Vitrindeki çantayı ve dükkanı hemen mimleyen Kemal,ertesi gün saat yarıma doğru soluğu doğruca Şanzelize Butik’te alır…
Füsün’u orada görür…
“…Ne kadar büyümüşsün…” der. “Beni tanımadın galiba.”
“Yok,Kemal Ağabey”, der Füsun, “…hemen tanıdım ama siz tanımayınca ben de rahatsız etmeyeyim dedim.”
Sibel’in beğendiği çantayı,o zamanlar bir memurun altı aylık kazancına denk gelen bir ücret karşılığında alır ve ayrılır oradan…
Füsun;Kemal’in fakir,uzak akrabalarından birinin kızıdır…
*
Çantayı aldığı günün akşamı,Fuaye Lokantası’nda yemek yerken,plastik torba içinde sakladığı çantayı çıkartır , “Sürpriz!Aç,bak.” Der.
Çantaya alan Sibel,
“Gerçek Jenny Colon çanta değil bu Kemalciğim…Bu taklit” der.
*
Kemal’in keyfi kaçar,Sibel onu teselli eder…Kemal çantayı geri verecektir…
Ertesi gün öğlende çantayı satın aldığı Şanzelize Butik’e gider…Füsun dükkandadır…
Çantanın gerçek bir Jenny Colon olmadığını,sahte olduğunu söyler ve parasını geri ister…
Füsun’un yüzü kıpkırmızı olur,gözleri yaşarır…Kemal Füsün’u teselli etmek için sarılır,önemli olmadığını söyler…
Füsun’un patronu Şenay hanım dükkanda olmadığı için Kemal’e parasını iade edemez,
Füsun’un parayı “Teşvikiye Caddesi 131 numarada Merhamet Apartmanı”nda annesinin dairesine getirmesine karar verirler…
*
Füsun Kemal’i birkaç gün beklettikten sonra,nihayet Merhamet Apartmanı’na gider,Kemal heyecanla beklemektedir…
Gelirken getirdiği şemsiyeyi giderken bulamaz…
Sonraki günlerde aynı dairede tekrar buluşup sevişirler…
*

Kemal, Füsun’a aşık olmuştur artık…Füsun’u kaybetmekten korkmaya başlar…Sibel’le ayrılırlar…
Ancak,Füsun’da ortadan kaybolmuştur,çalıştığı dükkandan ayrılmıştır…
Füsunların taşındıkları yeni mahalleyi ve evi bulur;evlenmiştir…Kocası film çekmeye çalışan bir züğürt bir yönetmendir…
*
Kemal için artık yeni  bir dönem başlar…Her gün Füsun’un evindedir…Anne,baba,koca herkes duruma alışmıştır…
Aşk acısı çeken Kemal,sevgilisinin yokluğunda avunacağı,ona ait eşyaları toplamaya başlar…
Ama ne toplamak…
Pastel kalem…kibrit kutusu…
Tuzluk…köpek biblosu…kolonya şişesi…
Rakı bardakları…şekerlik…
Sigara…4213 adet sigara izmariti…
Deniz kabuğu…iğnedan…dikiş mezurası…
Rende…küllük…konserve açacağı…ayçiçeği yağı şişesi…
Düğme…tarak…eski fotoğraflar…
Ne diyordu Kemal?
“Takıntıyla sevdiğim,ama ‘elde edemediğim’ birisinden,küçük de olsa bir parça koparmanın mutluluğuydu bu.”
*
Füsun’un kullandığı 56 Chevrolet ile gezerken,otomobil’i çok hızlı kullanmaya başlar Füsun…Kaza yaparlar,füsun ölür,Kemal yaralı kurtulur…
*
Kazadan 20 yıl sonra Füsun’un hatırasını yaşatacağı bir müze oluşturma fikrine kapılır…Masumiyet Müzesi…
Aristo’ya göre anları birleştiren çizginin Zaman olması gibi,eşyaları birleştiren çizginin de bir hikaye olacağını anlıyordum.Demek ki bir yazar,müzemin katalogunu tıpkı bir roman gibi kaleme alabilirdi…Bu kitabı benim onayımla anlatan Orhan Pamuk beyefendiyi böyle aradım…”
*
“ Kitaptaki son sözüm şudur Orhan Bey,lütfen unutmayın…”
“Herkes bilsin,çok mutlu bir hayat yaşadım.”

Arka Kapak:
“Hayatımın en mutlu anıymışMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. bilmiyordum.”
Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk’un üzerinde altı yıldır çalıştığı harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor… Masumiyet Müzesi’ni okurken yalnız aşkhakkında değilMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. evlilikMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. arkadaşlıkMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. cinsellikMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. tutkuMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz.
1975′te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun’un hikâyesi; hızıMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. hareketiMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. olaylarının ve kahramanlarının zenginliğiMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyleMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak. Ülkemizde ve dünyada milyonlarca okurun sevgi ve hayranlığını kazanmış olanMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. kitapları elli sekiz dile çevrilen ve her yeni romanı büyük bir merakla bütün dünyada beklenen PamukMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu. okurlarına unutulmaz rüyalar gibiMasumiyet Müzesi Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi Kitap Özeti-Masumiyet Romanının Konusu.akıllardan hiç çıkmayacak sarsıcı bir hikâye anlatıyor.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...